Google Analytics İzleme

05 Aralık 2010

İstemek yetmez şiddetle arzulamanız gerekli

Size bu durumlar için fikriniz sorulsa ne cevaplar verirdiniz?

Boğaziçi üniversitesini bitirmişsiniz, Amerika’da çalışmışsınız, ülkenize geri dönüyorsunuz. Yeni bir yazılım şirketi kuruyorsunuz ve ilk sermayeniz olmadığı için kiranızı ödeyemiyorsunuz. Ev sahibinize ne derdiniz? Bu durumu yakın çevrenize ailenize nasıl açıklardınız?

Yıldız Üniversitesi Makine mühendisliğinde okuyorsunuz. Aile dükkânında babanıza yardım etmek istiyorsunuz. Satılması için aldığınız saatler elde kalınca bunları nasıl satardınız. Saat sektörü konusunda tek bir bilginiz yok, yazılım bilmiyorsunuz, bilgisayardan anlamıyorsunuz, ne yapardınız?

Aralarında tek bilgisayar mühendisi olmayan 6 kişilik küçük bir şirket, Ankara’da bir apartmanın giriş katında 2000 li yılların başında kuruluyor. İnternet şirketi olarak kurulan bu bir grup genç uluslar arası freeinfosearch.com bir site açıyorlar. Amaçları internet üzerinde yeni iş modelleriyle büyümek, bu şirkete yatırım yapar mıydınız?

2000 li yılların başında apartman dairesi ofislerinde internet bağlantısı kesildiği için Telekom yetkilileri ile tartışan. Küçük internet şirketlerinin siparişlerini alamadığı için sokakta çukurun başında neden habersizce internetin kesildiğini ve ne zaman geleceğini soran gence ne derdiniz?

Hikâyeler bu şekilde uzayıp gidiyor. Hayatlarından bir kesimi alıp ortaya koyarsanız nerdeyse tüm girişimcilerin yaşadığı zor günler unutulmaz hatıralar bırakıyor. Dışardan bakan gözlerin çoğu bu girişimcilere farklı gözle bakıyorlar. Hele Türkiye’de yeni girişimini yapan gençler daha fazla zorlanıyorlar.

Eğitim yaşamı bize uzun yıllarca birikmiş bilgileri daha önce belirlenen biçimlerde vermek üzere planlanıyor. Bu süreç içinde kurallara uyarsanız çok başarılı öğrenciler olabilirsiniz. Çok daha düzgün uyarsanız potansiyelinizde varsa birincilikler alabilirsiniz. Eğitim yaşamı bir gencin yaşamının en önemli yıllarını alıyor. Bu sırada sizden beklentileri çevreniz belirliyor. Aile, arkadaş çevresi, size bilerek ve bilmeyerek baskı uygulamaya başlıyor. İyi bir eğitim aldıysanız mezun olduktan sonra sizi kimse küçük, izbe bir dairede kendi işinizi kurmaya çalışırken görmek istemiyor. İşte üniversitenin öğrencilerde oluşturduğu en büyük sanal bariyer.

Lise hayatınız boyunca üniversiteye girmek için yıllarca çalıştınız, en iyi bölümü kazandınız, hatta buradan da çok iyi derecelerle mezun oldunuz. Sonra ne yapıyorsunuz sorusuna nasıl cevap vereceksiniz. Türkiye’de yeni mezun bir gencin kendi işini kurmasıyla işsiz olması arasında nerdeyse bir parmak fark vardır. Yakın çevresi bu gençlere çoğunlukla acıyarak bakar. (Tabi ki genellemeler yapmak doğru olmayabilir, genel izlenimim böyle) İşte bu sebepten birçok öğrenci yüksek lisansı bitirdikten sonra kurumsal bir şirkette küçük bir masa, telefon, e-posta adresi almayı kendi hayallerini kurmaya tercih ederler. Bir kısmının düşüncesi belli bir süre çalıştıktan sonra kendi şirketlerini kurmak olabilir. Bunu başaranlarda çıkacaktır, ancak sistemin çarklarına bir kez girildiğinde buradan çıkmak çok zordur.

Ülkemizde haylaz öğrencilerden beklenti hep daha düşüktür. Aile çevresi bir üniversiteye girse diye bakar, girdiğinde bir de bitirebilse diye dua eder. Bitirdikten sonra aman bir baltaya sap olsun kendi işini yapacaksa da yapsın diyebilir. Haylaz öğrenciler aslında akılsız olduklarından değil farklı düşündüklerinden eğitim sistemi içinde düşük notlar alabilirler. Eğitim hayatlarında sosyal işlerle uğraşabilirler, yaratıcı projeler geliştirebilirler, sporla ilgilenirler vb. Bu nedenlerden ötürü sistemin onlardan beklediği değerlendirmelerde diğerlerinden daha düşük notlar alabilirler. Bu başarısızlık kesinlikle ticari Başarsızlıkla ilişkilendirilemez. Başarılı eğitim sonunda başarılı girişimciler çıkartmayacağı gibi başarısız öğrencilerde hayatları boyunca başarısız kalmayabilirler. Bununla ilgili yapılmış bilimsel bir makale okumadım ancak gözlemlerim eğitim başarısı ile okul sonrası başarı arasında bir korelâsyonun olmadığı yönünde. Hatta birçok başarılı internet girişimcisi okullarında başarısız öğrenciler olabiliyor. Buna “haylaz öğrenci” kuramı diyelim. Unutmadan her haylaz öğrenci başarılı bir girişimci olmuyor.

Başarılı öğrencilerden beklentiler yüksek olduğu için eğitim hayatlarında sıradan gözüken öğrenciler ticari hayatlarında daha başarılı girişimciler olabiliyorlar. Bu kuralın birçok şartı var. Fonksiyon sadece eğitim başarısına bağlı değil uzun bir denklemin bir değişkeni bu koşulu kapsıyor. Bunu ilk önce aklımızın bir yerine koyalım.

Başarı nasıl ölçülür? Ticari başarı genellikle, ciro, karlılık, satış, müşteri ile ölçümleniyor. Bunun yanı sıra etkilediğiniz çevre, bilinirlik, ün de başarının ölçüsü olabiliyor. Başarının tek bir cetveli yok. İnternet şirketleri genellikle çok para kazandıklarında veya bir başka şirkete satıldıklarında başarılı kabul ediliyorlar. Türkiye’de bir internet şirketini başarılı kabul edebilmemiz için hangi ölçütlere bakacağız? Bu da oldukça tartışılabilecek bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Biz ciro, satış değişkenleri ile yola çıkalım.

Milyon dolar cirolara ulaşmış bir yazılım şirketinin kurucu ortağı bir zamanlar ev sahibine kirasını ödeyememeğini nasıl söylemiş olabilir. Bunu göze alarak bugün kendi şirketinizi kurar mısınız? Özkan Erener Veripark yazılım şirketinin kurucu ortağı, İzmir Fen lisesi mezunu, Boğaziçi elektronik mezunu. 3 ve 4ncü sınıfta derslerine çok zaman ayıramaz. Zar zor mezun olur. Üniversite 4ncü sınıfta bir simülatör yazar, bunun üzerine hocaları onu Amerika’daki akademik çevreye önerirler. Banu Onaran Amerika’ya onu davet eder. Özkan Erener 6 aylık bir proje için çalışmaya gider. Aklında yazılım şirketi kurmak vardır. 6 aylık programı 2 ay sonunda bitirir. Kalan 4 ay boyunca ne yapacağını hocasına sorar. Banu Onaran yeni açılan bir şirketle konuş der. Bu şirket Özkan Erener’e bir harddisk ve bir proje verir. 1 haftalık süre içinde verdikleri sorunu çözmesi istenir. Bu sorunu kısa bir sürede çözüp şirkete götürür. Şirket bu gence iş teklif ederler ama ücret ödemeyiz der. 4 aylık süre boyunca ücreti ödeneceği için Özkan Erener bu teklifi kabul eder. Parası bitince şirket çok az bir ücret vererek Özkan Erener 4 yıl boyunca bu şirkette çalışır. Bu süre zarfında çok başarılı projelerde çalışan Erener, Türkiye’ye döndüğünde kendi şirketini kurmaya başladığında evinin kirasını belli bir süre ödeyemez. Ev sahibine durumu anlatan ve onayını alan Erener’e ilk sermayesi kira olarak verilmiş olur.

Kudret Curey babasının kuyumcu dükkânında eğitim hayatı boyunca çalışır. Hatta Ümraniye’deki dükkânı iyileştirmek için babasına öneriler sunar. Sadece kuyum değil saatte satmaları gerektiğini söyler. Babası uzun süre bu fikre karşı çıkar. Saatten anlamadıklarını ve bu konuda başarılı olamayacaklarını satışları yapamayacaklarını söyler. Uzun süre direten Kudret en sonunda küçük bir bütçe için babasını ikna eder, o dükkanın başında olmadığı bir zamanda babasının izin verdiği miktarın çok üstünde bir saati satın alır. 40.000 USD lık saati gören babası ilk başta çok kızar ve bunları satması için daha fazla çalışmasını öğütler. Kudret ne yaptıysa bu saatleri satamaz. En sonunda babası bu saatleri al ve satmadan gelme der. Dükkânın üzerinde kahvehane’den bozma bir yerde Kudret tek başına saatleriyle baş başa kalır. Saatleri satmak için interneti kullanmaya karar verir. İnternet konusunda ebay tecrübesi olan Kudret, elinde çanta tüm elektronik ticaret şirketlerine gider, onların saat tedarikçisi olacağını anlatır. Türkiye’deki e-ticaret şirketlerine bir çözüm ile gittiği için belli bir süre sonra yavaş yavaş bu saatleri bitirmeye yenilerini almaya başlar. İşte Kudret’i o kahvehane’de yeşil bir çuhalı masanın başında düşünün, bu şirkete siz yatırım yapar mıydınız? Kudret bugün milyon dolarlık cirolara ulaşmış alisverissaati.com’un kurucusu, bugün 4 fiziksel saat dükkanı açtılar, Casio ile ortaklık yaptı, Türkiye saat piyasanın tanınan bir oyuncusu haline geldi. Kudret Yıldız Makine Mühendisliğini 10 senede bitirdi.

ODTÜ ve Bilkent mezunu 6 genç. Aralarında bilgisayar, elektronik vb bölümlerden kimse yok. Burçin Didinedin, Tümay Asena, Tuna Orbay, Çağatay Karabulut, Tolga Güneş, Başar Ekin 6 ortak internet’te ortak uluslar arası bir proje yapmak için bir araya gelirler. Ankara’da giriş katında bir apartman dairesini kiralarlar. Bu ofiste yurtdışını hedefleyen projeler geliştirmeye başlarlar. Freeinfosearch.com içerik projesi ile işe başlarlar, İngilizce içerik sitesi oluşturmaya başlarlar, bu sırada alan adlarındaki sırrı bulurlar. Zamanı dolan uzatılmayan ticari değeri yüksek olacak alan adlarını satın alamaya başlarlar. Bu genel alan adlarından komisyon ve reklam gelirleri elde etmeye başlarlar. 200.000 adet alan adıyla bugün “direct navigation” sektörünün dünyadaki önemli bir şirketi halini alırlar. Nokta internet teknolojileri şirketinin bu ilk halini gördüğünüzde ne düşünürdünüz, peki size ne iş yaptığınız sorulsa nasıl cevap verirdiniz?

İnternet girişimcilerini anlayan çok yatırımcı ülkemizde maalesef yok. Profesyoneller bu şirketleri her toplantıda küçümserler. Büyük şirketlerin genel müdürleri genellikle yeni başlangıç aşamasındaki bu tür şirketlere toplantı için randevu vermezler. İnternet girişimcilerinin başlangıçta sermayenin dışında birçok şeye ihtiyacı vardır. Para belki listenin en sonunda gelen kalem olabilir. İnternet girişimcilerine önceki tecrübeleri paylaşmak, iş çevresi ağıyla tanıştırmak, koçluk ve danışmanlık başlangıç şirketleri için çok değerli girdiler olabilir. Etohum.com projesi Türkiye’deki internet girişimcilerine yol göstermek üzere yeni bir başlangıç yapıyor.

Etohum projesi Türkiye’nin önde gelen internet girişimcileri ve yatırımcıları ile bu sene hayata geçiyor. İnternet girişimcilerinin iş planlarını anlatacakları bir ortamı hazırlayacak etohum.com yeni girişimcilere birçok fırsatlarda sunacak. Sadece yatırımcılarla tanıştırmakla kalmayacak onlara internet girişimciliği konusunda eğitim ve koçlukta verecek. Yeni birçok şirketin önünü bu şekilde açılacağını düşünen bu projeye Türkiye’deki önde gelen şirketler destek veriyorlar.

Yazının başındaki soruları bana sorduklarında, şunu söylüyorum:
“Dünyanın gördüğü en büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumdu, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi.” Allen

Alıntı:
http://burakbuyukdemir.com/istemek-yetmez-siddetle-arzulamaniz-gerekli


Hiç yorum yok: