Google Analytics İzleme

29 Nisan 2011

web.config'de optimizeCompilations ayarı

optimizeCompilations değeri True olursa sadece değişen dosyalar derleniyor. False olursa üst-düzey dosyalar değiştiğinde tüm site baştan derlenmektedir. Uygualama için küçük değişiklikler için gereksiz derlemeyi engellenmiş oluyor, 

optimizeCompilations

Optional Boolean attribute.

Specifies whether dynamic compilation will recompile an entire site if a top-level file is changed. Top-level files include the Global.asax file and all files in the Bin and App_Code folders. If True, only changed files are recompiled.

The default is False.

For more information, see Understanding ASP.NET Dynamic Compilation.




If you are using Windows Vista Service Pack 1 or Windows Vista Service Pack 2, install the hotfix for ASP.NET on IIS 7.0 (KB967535). This hotfix, which has already been installed on Windows 7, Windows Server 2008 Service Pack 2, and Windows Server 2008 R2, updates the ASP.NET common language runtime (CLR) to recognize a new option of optimizing compilations. To take advantage of this option, set theoptimizeCompilations property of the <compilation> tag in your web.config file to true:

 <compilation optimizeCompilations="true"> 

This change significantly improves the initial page load time after you have installed a solution to the bin directory.



Kaynak:

19 Nisan 2011

MS Sql Server cümlesindeki ~ tilda işaretinin anlamı

~ tilda işareti T-SQL'de NOT anlamına gelmekteymiş. İlginç :)

In Microsoft's SQL Server Transact-SQL (T-SQL) language, the tilde is a unary NOT operator.

Kaynak:


Çalışanların yarısı, işyerinde şiddet görüyor

Uludağ Üniversitesince yapılan araştırma, çalışanların yüzde 54,4'ünün iş yerinde fiziksel, duygusal, sözlü veya cinsel şiddet türlerinden birine maruz kaldığını ortaya koydu.

İnsanlık tarihiyle birlikte ortaya çıkan saldırganlık ve şiddet olgusu, çağımızda da günlük yaşamın en büyük sorunu olmaya devam ediyor.

Uludağ Üniversitesince yapılan araştırma, çalışanların yüzde 54,4'ünün iş yerinde fiziksel, duygusal, sözlü veya cinsel şiddet türlerinden birine maruz kaldığını ortaya koydu.

Evde, okulda, iş yerlerinde, sokakta kısaca insanın olduğu her yerde ortaya çıkan şiddet olgusu tarihsel süreçte biçimsel olarak değişse de temelde saldırgan davranış ya da şiddeti doğuran güdüler hep aynı kaldı. 
İnsanlar zamanlarının önemli bir kısmını iş yerinde geçiriyorlar. İş yerlerinde bulunan insanlar, işlerini yaparken, yöneticileri, astları, müşterileri ya da hastaları gibi hizmet sunulan kişilerle iletişimleri sırasında bazen şiddet, saldırganlık gibi davranışlar sergiliyorlar ya da bu davranışlara maruz kalıyorlar. 
Uludağ Üniversitesi'nden Prof. Dr. Serpil Aytaç ile araştırma görevlisi Salih Dursun, geçen ay Başbakanlık genelgesi ile yeniden gündeme gelen mobbing (iş yerinde şiddet, taciz) konusunu araştırdı. İş yerinde şiddet davranışlarının çalışanların üzerindeki etkilerine yönelik, hizmet, otomotiv ve tekstil olmak üzere üç farklı sektörde toplam 204 kişiyle görüşülerek yap ılan ve TİSK Akademi'de yayımlanan araştırmaya göre, çalışanların yüzde 54,4'ü iş yerinde fiziksel, duygusal, sözlü veya cinsel şiddet türlerinden birine maruz kalıyor. 
En fazla maruz kalınan şiddet türü yüzde 44,8 ile sözlü şiddet olurken, bunu yüzde 15,8 ile duygusal baskı ve yıldırma davranışları takip etti. En az oranda maruz kalınan şiddet türü ise yüzde 3,5 ile cinsel şiddet ve yüzde 4,4 fiziksel şiddet oldu. 
Araştırma iş yerinde erkeklerin yüzde 40'nın, kadınların ise yüzde 67,5'inin şiddet davranışlarına maruz kaldığını ortaya koydu. İş yerinde, erkekler daha çok fiziksel şiddete (yüzde 55,6) maruz kalırken, kadınların ise daha fazla karşılaştığı şiddet türü, duygusal baskı, sözel ve cinsel şiddet oldu. Duygusal baskı ve yıldırma davranışlarına maruz kalan erkeklerin oranı yüzde 31,3 olurken, bu oran kadınlarda yüzde 68,7 olarak belirlendi. Sözle saldırıya uğrayan erkeklerin oranı yüzde 31,9, kadınların oranı ise yüzde 68,1 çıktı. 
Araştırmaya göre iş yeri dışından kişilerle temas halinde olmayanların yüzde 66,7'si şiddet olayına maruz kalmadı. Bu durum, en önemli şiddet kaynaklarından birinin, iş yeri dışından kişiler (müşteriler, hastalar, hasta yakınları, ziyaretçiler gibi) olduğunu ortaya koydu. 

EĞİTİM DÜZEYİ ARTTIKÇA ŞİDDETE MARUZ KALMA ORANI AZALIYOR 
Araştırmaya göre, eğitim durumu yükseldikçe şiddete uğ rama oranı azalıyor. İlköğretim mezunlarının yüzde 70,3'ü, lise mezunlarının yüzde 53,6'sı, üniversite mezunlarının ise yüzde 46,7'si iş yerinde şiddete maruz kalıyor. 
Araştırmaya göre, iş yerinde saldırgan davranışlar ya da şiddet görülmesi örgütsel performans ve etkinliği olumsuz etkiliyor. Aşırı tedbirli koşullar nedeniyle kaynakların çoğu gereksiz harcanırken, hastalık nedeniyle rapor alıp işe gelmeyenlerin sayısında artış oluyor. Hastalık nedeniyle devamsızlıkların artması, daha düşük verimliliğe, dolayısıyla geriye kalan personele daha fazla iş yüküne neden oluyor. Düşük motivasyon, çalışan tatminsizliği ve kötü performansa neden oluyor. Tüm bunlar kurumsal imajın sarsılmasına yol açıyor. 
Araştırmada iş yeri saldırganlığının önlenmesi ve çalışanlar için sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturulabilmesi için öneriler de yer aldı. Bunun için öncelikle iş yeri saldırganlığı mağdurlarına yö nelik örgütsel ve sosyal destek sağlanması gerektiği vurgulanan araştırmada, iş yeri şiddetine yönelik farkındalığın artırılması ve etkin raporlama sisteminin kurulması gerektiği belirtildi. 
İş yerinde her düzeyde sağlıklı bir iletişim kurulmasın ın, çalışanlar arasında olası yanlış anlamaların önüne geçeceğinin altının çizildiği araştırmada, iyi bir iletişim sisteminin çalışanının tehdit edici bir durumda ne yapacağını bilmesini sağladığı vurgulandı. Araştırmada ayrıca, ne tür davranışların iş yeri şiddeti kapsamına girdiği yönünde bilgilendirici e ğitim faaliyetleri düzenlenmesi gerektiği kaydedildi. 

BAŞBAKAN'IN GENELGESİ 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da geçen ay yayınladığı 8 maddelik bir genelgeyle, iş yerinde kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınl ığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesinin, gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse çalışma barışının geliştirilmesi açısından çok önemli olduğunu belirtmiş ve mobbinge (iş yerinde psikolojik taciz) karşı önlemler getirmişti. Erdoğan, genelgesinde, iş yerinde psikolojik tacizle mücadelenin öncelikle işverenin sorumluluğunda olduğunu bildirmişti. 
İş yeri şiddetine yönelik TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliğ i komisyonu da bir çalışma yaptı. Komisyon bünyesinde oluşturulan Mobbing Alt Komisyonunun raporunda, kişilere, işe başlamadan önce mobbing yapmayacağına dair yemin belgesi imzalatılması önerilmişti. Raporda, işçisine mobbing uygulayan işverenin, belirli sürelerde kredi ve teşviklerden mahrum bırakılması istenirken, olaylar, verilen anlamsız emirler ve uygulamalar yazılı olarak kaydedilmesi, psikolojik taciz gördüğü için çalışma gücünü belli oranlarda kaybedenlerin durumu, i ş kazası ve meslek hastalığı olarak değerlendirilmesi, malulen emekliye ayrılabilme imkanı getirilmesi önerilmişti.

Alıntı

15 Nisan 2011

Visual Studio 2010 ile gelen web.config trasformasyonu özelliği

Değişik build konfigurasyonlarda farklı web.config oluşumlarını sağlayabilirsiniz. Yeni build konfigurasyon tanımlamak için Visual Studio 2010'da -> Build -> Configuration Manager kısmından yapabilirsiniz.
Visual Studio'da projenin web.config dosyası üzerinde sağ tıklayıp, Add Config Transforms seçeneğini seçerseniz, her bir build konfigurasyon tanımı için Web.BuildKonfigurasyonAdi.config dosyası otomatik oluşturulmaktadır.
 
Transform tanımları şu şekilde olmaktadır:
 
xdt:Transform="Replace" xdt:Locator="Match(name)" demek: name attribute'u aynı olan xml node'unu tamamen değiştirir.
xdt:Transform="SetAttributes" xdt:Locator="Match(name)" demek: name attribute'u aynı olan xml nodu'unun diğer attribute değerlerini set eder.
xdt:Transform="Replace" demek: xml node'unu olduğu gibi tamamen değiştirir.
 
Kaynak:
 
 

07 Nisan 2011

HTTP Error 500.21 - Internal Server Error Handler "PageHandlerFactory-Integrated" has a bad module "ManagedPipelineHandler" in its module list hatası


HTTP Error 500.21 - Internal Server Error Handler "PageHandlerFactory-Integrated" has a bad module "ManagedPipelineHandler" in its module list
hatasını alıyorsanız aşağıdaki komut ile IIS i tekrar sizdeki güncel .net Framework ile yapılandırarak hatayı çözmüş olucaksınız.
 Not: bu komutu güncel framework klasörü içinde çalıştırın
"C:\Windows\Microsoft.NET\Framework64\v4.0.30319"    Path
komut =aspnet_regiis.exe -i

Bir Yazılımcı Nasıl Olmalı ?

Bir yazılımcı nasıl olmalı, kendine nasıl bir hedef seçmeli, diğer yazılımcılardan ayrılabilmek için neler yapmalı gibi sorulara muhteşem bir şekilde cevap veren saygıdeğer Daron Yöndem' in yazısını sizinle paylaşmak istiyorum. Teşekkürler Daron Yöndem.

Heyecanlanın!

Yaptığınız işle ilgili heyecanlanın ve bu heyecanı etrafınıza yayın. Görevleri size verildiği için yapıyormuş gibi bir izlenim yaratmanız hiç işinize yaramaz. Tam tersine aldığınız görevi kutsayın! ve onu başarmanın heyecanını koruyun. Heyecan çok önemlidir! Ne kadar teknik bilgisi olursa olsun heyecanı olmayan ve yaptığı işi büyük bir heyecanla yapmayan bir yazılım geliştiricinin önüne geçmek hiç de zor değil. Eğer yaptığınız işten heyecanlanmıyorsanız hiçbir zaman "muhteşem programcı" olamazsınız.

Planlı olun!

Patronunuz "Yarın sabah 10'da şu müşteriye gideceğiz seninle" dediğinde kontrol etmeniz gereken bir takviminiz olsun. "Yarın sabah 09.30-12.00 arasında X projesindeki unit test kodlarını yazacaktım ama erteleyebilirim?" cevabını alan bir patron sizinle ilgili birçok da mesaj almış olacaktır. Ne zaman ne yapacağınız olabildiğince belli olsun. Neredeyse hepimizin bilgisayarında Outlook yüklü, Calendar kısmını kullanmaya başlayın! Toplantılarınızı "Meeting Request"ler atarak onay alıp ilerleyin. Outlook ile senkro olabilen bir cep telefonu alın! İster Outlook içerisinde ister harici programlarda son geçerlilik tarihleri olan "Yapılacaklar listeleri"niz olsun.

Günlük planlarınızı her sabah yazıcıdan çıkartın veya kağıt! ajandanıza elle yazın. Outlook'taki takviminizden ve yapılacaklar listenizden yazılı bir listeyi sabah başka bir ajandaya yazıp tek tek yaptıkça üzerlerini silmek motivasyon katabilir.

Kaliteli iletişim kurun.

İnsanlarla düzgün konuşun. Şaka yapmıyorum, seviyenizi her zaman korumaya çalışın. Özellikle yazılımcı erkeklerin kaynadığı ortamlarda bir süre sonra bel altı esprilerden geçilmez. O esprilere gülün ve kendinizi soyutlamayın ama o esprileri yapan kişi olmayın!

Yazdığınız maillere büyük önem verin ve yazdığınız kişiye göre farklı stillerle yazın. Bazıları maddeler şeklinde mail almayı sever, genelde mail okumaya çok zamanı olmayan kişilerdir bunlar. Bazıları ise uzun uzun hikaye yazar ve uzun mail yazılmasını da kendilerine verilen bir önem olarak görür. Karşınızdakinin kim olduğunu görün ve ona göre davranın. Hiçbir zaman hepsi büyük harflerle mail yazmayın, büyük-küçük harf detaylarına ve yazım/üslup hatalarına dikkat edin. Her mailiniz sonunda imzanız ve teşekkür mesajınız bulunsun.

Toplantılarda gereksiz konuşmayın ve not defteriniz olmadan herhangi bir toplantıya gitmeyin! Çok iyi not almalısınız ve tüm notlarınız üzerinden özlü bir şekilde konuşmalısınız.

Raporlayın!

Raporları birer angarya olarak görmeyin. Patronunuzun okuyacağı yoksa pile okumak isteyeceği raporlar yazmaya çalışın. "Bu hafta X projesinde 95 hata bildirimini giderdim" yazmak yerine detaylara girin. Hangi hataların nasıl çözüldüğünü, bir daha olmaması için şirket içinde neler yapılabileceğini detaylı bir şekilde yazın ama DESTAN yazmayın! Raporunuzu okuyan insanlar zaman kaybettiklerini düşünmemeli.

Patronunuz hiç sizden rapor istemedi mi? Yazın.

Düzgün giyinin.

Yazılımcıdan düzgün giyinmesini beklemek bir hatadır ama siz bu beklentiyi karşılayın. Bayanların zaten genelde bakım sorunu olmaz ama erkekler! Her gün tıraş olun! Kıyafetlerinize dikkat edin. Patronunuz müşteriye giderken yanında teknik birine ihtiyaç duyduğunda ofise bakacaktır, iyi giyim sizi bir adım öne çıkartır, şansınızı arttırır.

Mesai hesabı yapmayın!

İyi bir şirketteyseniz kimse mesai hesabı yapmayacaktır. Öğleden sonra gittiğiniz müşteri toplantısının uzaması veya eşinizin doktor randevusuna kimse itiraz etmeyecektir. Fakat! yumurta deliğe geldiğinde bir projeyi yetiştirmek için sabahlamanız gerektiğinde veya hafta sonu çalışmaya çağrıldığınızda SAKIN "hayır" demeyin. Sadece mesai saatlerine çalışarak yükselmeniz neredeyse mümkün değil. Yıllarca beklersiniz.

Saygı gösterin, öğrenci olun

Her zaman sizden iyi bilenler olacaktır. Sürekli öğrenci olun ve etrafınızdakilerden yeni şeyler öğrenmeye çalışın. Bir üstünüz olan yazılımcı arkadaşınıza düşman olmayın. Ona yaklaşın ve bilgisini emmeye çalışın. Unutmayın onlar birçok proje yaptılar ve ilginç şekillerde anlık muhteşem kararlar alabilirler. Ustalar çıraklarının başarısını ister, çırak olmayı bilmeniz yeterli.

Bilgiyi paylaşın

Özellikle şirketlerde yükselme yolunda "her şeyi sadece ben bilirsem yükselirim" gibi bir hisse kapılmak mümkün fakat durum kesinlikle böyle değil. Etrafınızdakilere öğretin ve bir gün "öğretecek şeyim kalmazsa" gibi bir korkuya kapılmayın. Şu an öğretecek şeyleriniz varsa yarın da olacaktır. Bilgiyi kendinize saklamanız hiçbir işe yaramaz. Bir projede "o detayları sadece O biliyor Onsuz yapamayız" denmesi sizi yüceltmez aksine insanların sizden korkmasına neden olur. Korkan insanlar sizi yükseltmez.

Yenilenin

Yenilikleri takip edin ve şirketinize aktarılması için büyük çaba harcayın. Bu çok zor bir savaştır ama kesinlikle uğraşılması gereken bir konu. Öğrendiğiniz yeni bir şey varsa patronunuza söyleyin bir toplantı ayarlasın ve herkese öğrendiğiniz yeni teknolojiyi anlatın, onlara da öğretin. Ancak onlar da öğrenirse yeni teknolojiyi projelerinizde kullanabilirsiniz, sadece siz bilirseniz kullanamazsınız. Söz konusu yeni teknolojiyi kullanma kararı alındığında ise şirketteki usta siz olacaksınız, bu durumu kendinizi sürekli yenileyerek koruyun.

Kaynak: 
www.daronyondem.com

02 Nisan 2011

SSD’ye Terfi Etmek Için 10 Neden

SSD’nin mekanik sabit diskler karşısındaki üstünlüklerini duyduktan sonra terfi için kolları sıvayabilirsiniz.

GEÇTİĞİMİZ birkaç yıla bakıldığında SSD (Solid State Disk) teknolojisi vitrinleri süslemenin ötesine pek geçemedi. Fakat 2008’le birlikte fiyatlar biraz olsun “alınabilir” seviyelere inmeye başladı. Elbette depolama kapasitesi açısından sabit disklerin halen belirgin bir üstünlüğü var; ancak SSD’ler de söz konusu fiyat karşılığında oldukça çarpıcı özellikler sunuyorlar. Önümüzdeki yıllarda  fiyatların daha da düşeceğini ve birçok kullanıcının SSD’ye terfi edeceğini umuyoruz. Hatta geçtiğimiz yıl birkaç üretici, dizüstü bilgisayarlarında SSD alternatifini de seçenekler arasına dahil etmişti. Şimdi SSD teknolojisinin avantajlarına bir bakalım.

1. Sabit diskler mekanik bileşenler içerir. SSD’ler ise hareket eden bir parça içermez. Mobil cihazlarda kullanılabilmek adına sabit disklerde boyutlar 3.5 inçten 2.5 ince, hatta 1.8 ince kadar indirilebilir. Müzik çalarlardaysa 1 inç boyuta ulaşmış sabit disklerle karşılaşabilmek mümkündür. Sabit disklerde boyut azaldıkça hassaslık artar. SSD’lerde ise boyutla hassasiyet arasında bir orantı yoktur; SSD’ler her koşulda daha sağlamdır.

2. Sabit diskler dikey kayıt teknolojisinin günden güne geliştirilmesiyle sürekli olarak daha yüksek kapasitelerle kullanıcıların karşısına geliyor. Günümüzde SSD’lerin aynı hacimdeki sabit disklere göre bariz bir kapasite avantajı var. Yeni dedikodulara göre farkın önümüzdeki günlerde yine SSD lehine olması bekleniyor.

3. Sabit disklerin mekanik bileşenlere sahip olduğundan daha önce de bahsetmiştik. Modeline göre 4200, 5400 ya da 7200 devirle dönen disklerin 10.000 ve 15.000 devirli uç modelleri de var. Dönüş hızı ve plaka sayısının fazlalığına göre sıcaklık yer yer 60 dereceye kadar ulaşabiliyor. SSD’lerse düşük gerilim ihtiyaçları ve mekanik aksam içermemeleri nedeniyle neredeyse hiç ısınmazlar.

4. Masaüstü bilgisayarlarda tercih edilen 3.5 inçlik sabit diskler bugün 700 gram ağırlığa ulaşabilmekte. Dizüstü bilgisayarlarda tercih edilen 2.5 inç yapısındaki disklerse 100 ile 120 gram arasında değişen ağırlıklara sahipler. Aynı boyutlardaki bir SSD, benzer kapasiteler sunmasına karşın neredeyse üçte bir ağırlığa sahiptir.

5. Dizüstü bilgisayar sabit diskleri uyuma sırasında oldukça düşük enerji tüketirler. Söz konusu değerler bir SSD’nin tam verimle kullanılırken ihtiyaç duyduğu enerjiyle birbirine yakındır. Dizüstü bilgisayar diskleri özellikle okuma/yazma ve rastgele arama yaparken ciddi anlamda enerji tüketir. Dolayısıyla dizüstü bilgisayarlarda SSD tercih etmek batarya ile çalışma süresini de olumlu etkiler.

6. Sabit disklerin motorları diske enerji gelmesiyle birlikte gürültü üretmeye başlar. Tabii gürültünün asıl kaynağı sadece motor değildir. Okuma ve yazma işlemleri sırasında kafa disk yüzeyi üzerinde hareket eder ve çeşitli temaslarda bulunur. Halk arasında “tıkır tıkır” olarak adlandırılan mekanik sabit disk seslerine SSD’lerde rastlanmaz.

7. SSD’ler sabit disklere oranla kat kat daha performanslıdır. Günümüzde standart bir masaüstü bilgisayar diski saniyede 90 MB, dizüstü bilgisayar diski ise 50 MB okuma seviyesine ulaşabilmektedir. Standart bir SSD’de ise okuma hızı saniyede 140-150 MB seviyesindedir. Söz konusu değere masaüstü bilgisayar disklerinden üç tanesinin RAID 0 performansıyla anca ulaşılabilir.

8. Üretici firmalar sabit disklerine genelde 2 ile 5 yıl arasında değişen garanti sağlarlar. Bazı SSD’lerde bu süre “ömür boyu”dur. Nedeniyse firmaların SSD teknolojisine olan güveninden kaynaklanıyor. Sisteminizde elektriksel bir aksaklık olmadığı sürece SSD’lerin bozulması mümkün değildir. Sabit disklerse elektriğe ve çalışırken sarsılmaya karşı oldukça hassaslardır.

9. Dizüstü ve masaüstü bilgisayarlarda IDE arabirimi artık çağdışı kaldı. Her iki platform için de sabit diskler artık SATA olarak üretiliyor. Yine de IDE olarak tek tük bazı alternatiflerle karşılaşabilmek mümkün. SSD’lerde tüm modellerde –özel olan birkaç alternatif dışında- bağlantı seçeneği SATA. Kimi modellerde SATA’nın yanı sıra USB 2.0 bağlantısını görebilmek de mümkün oluyor.

10. Boyutlarında istenildiği gibi oynanma yapılabilen SSD’ler dizüstü bilgisayarlarda yer alan Express Card gibi arabirimlere ya da masaüstü bilgisayar anakartlarındaki PCI Express yuvalarına uygun tipte üretilebiliyorlar. SSD teknolojinin tek dezavantajı biraz yüksek olan fiyatı. İçerisinde bulunduğumuz yıl fiyatların çok daha makul seviyeye geleceğini umuyoruz.

Kaynak : Pcnet.com.tr