Google Analytics İzleme

16 Aralık 2012

Yeni öğretmen modeli


Aras Marmara Eğitim Vakfı’nın düzenlediği bir toplantıda Öğretmenler Günü dolayısıyla ‘21. Yüzyılda Eğitim’ başlıklı bir konuşma yaptım.

Konuşmaya değişimden söz ederek başladım. Amerika’nın efsane Newsweek dergisi artık kâğıda basılmıyor; sadece dijital olarak internetten ya da tablet bilgisayarlardan okuyabiliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı serbest giysi kararı, rüya gibi bir şey. Ben haberi ilk okuduğumda yanlış okuduğumu düşünüp gözlerimi ovuşturdum. Çocukların okulun yanı sıra iş hayatına atılmalarının sosyal becerilerini, sorumluluk duygularını ve muhakeme yeteneklerini geliştirdiğini düşünüyorum. Çocuğum olmadan önce de mutlaka çocuğumu ilkokul yıllarında eczane, berber veya benzeri bir dükkânda çalıştırmayı ya da mutlaka bir tezgâh açtırıp bir şeyler sattırmayı düşünmüş ve konferanslarda da bunu önermiştim. Ne var ki, oğluma birkaç defa böyle işler yapmasını teklif ettiysem de hepsini reddetti. Ancak Amerika’da bulunduğumuz dönemde ünlü lego oyuncaklarının Türkiye’nin beşte biri fiyata satıldığını fark edince benden sermaye alıp bir miktar oyuncak aldı ve dönünce elektronik ticaret sitesi gittigidiyor.com adresinde satmaya başladı. 1990’larda benim hiç hayal etmediğim bir şekilde iş hayatının içine girmişti.

    Hayatımızdaki teknolojik ve algısal değişim gerçekten şaşırtıcı düzeyde. Yazının değişimle ilgili örneklerine devam etmeden 21. yüzyılda nasıl bir öğrenci arandığını paylaşmak isterim. Öncelikle iyimser ve motivasyonu yüksek öğrencilere ihtiyaç var. Çünkü iyi bir şeylerin yapılabileceğine inanmadığınız zaman harekete geçmiyorsunuz. Sıra dışı düşünen ve problemlere farklı yaklaşabilen insanlara ihtiyaç var. Çünkü uluslar artık hayal güçleri ve problem çözme becerilerine dayalı olarak dünyada sıralanıyor. Sorumluluk ve inisiyatif alan öğrenciler,  hayatlarına yön verebilme şansına sahip. Sorumsuz insanlar ne odalarını toplayabilir, ne ders çalışabilir, ne de yaşadıkları ülkeye katkıda bulunabilir. Dünyanın en başarılı insanları incelendiğinde hepsinin odaklandığı görülüyor. Kenan Sofuoğlu, motosiklet sporuna odaklanarak dünya şampiyonu oluyor. Sezen Aksu, politika değil, sadece şarkı yapıyor. Selçuk Erdem sadece karikatür çiziyor, Bahar Korçan moda yapıyor; örnekleri çoğaltmak mümkün.

    Kalıcı başarı için dürüstlük ve kişisel tutarlılık son derece önemli. Çünkü dürüst ve tutarlı olmayan insanlara güvenilmiyor. Bu arada merhamet etmek ve aynı zamanda problemleri çözmek empatiden geçiyor. Türkiye’deki şahane hayatlarımıza devam ederken dünyanın dört bir köşesinde açlık ve sefaletten sürünen insanlara empati duymazsak dünya aynı sıkıntıları yaşamaya devam eder. Artık çok iyi biliyoruz ki, dünyayı tek bir insan değiştirmiyor. Tek insanlar markalaşabilir ama arkalarında büyük bir ekip vardır. Thomas Edison’a da baksanız Acun Ilıcalı’ya da baksanız arkalarında dev bir ekip görürsünüz.

    Öğretmenlerimizin görevi, bu 7 karakter özelliğini çocuklarımıza kazandırmak. Ancak hemen akla gelen soru, acaba öğrencilerden önce öğretmenlerimiz bu karakter özelliklerine sahip mi? Konuşmam sırasında beni dinleyen yaklaşık 500 öğretmene bu soruyu yönelttim. Bu karakter özellikleri birer ders olsaydı, bir sınava girseydiniz, her bir dersten 10 üzerinden kaç alırdınız? İsterseniz siz de kendinizi bir sınayın: İyimserlik ve motivasyon; sıra dışı düşünme ve problem çözme; sorumluluk alma ve inisiyatif kullanma; odaklanma ve özdisiplin; dürüstlük ve tutarlılık; empati; takım çalışması ve işbirliği. Sanırım, birçok öğretmenin işe kendilerine bunları öğretmekle başlaması gerekiyor.

Melih Arat


Hiç yorum yok: