Google Analytics İzleme

23 Kasım 2010

Silikon Vadisi'nde bir Türk Yatırımcı: Barış Karadoğan

Geçtiğimiz günlerde Google tarafından $100M dolara satın alınan Like.com’un melek yatırımcısı Barış Karadoğan ile yatırımcılık üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdim. Barış Bey’e bir çok girişimcinin sormak isteyebileceği soruları sormaya gayret gösterdim.

Reyhan Çepik: Merhaba Barış Bey, öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?

Barış Karadoğan: 1984 yılında, ilk defa bir Sinclair ZX Spectrum gördüğümden beri, bilgisayarlara aşık oldum. O günden beri bilgisayarlar ve teknoloji hayatımın değişmez bir parçası oldu. 1995 yılında Stanford Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümünden yüksek lisans ile mezun oldum. 3Com/U.S. Robotics şirketinde yazılımcı olarak çalıştım. 2001 yılında yine Stanford Üniversitesi’nde MBA yaptım ve sonrasında Venture Capital sektörüne girdim.

R.Ç: Mühendislik eğitiminizden sonra neden yatırımcılığı tercih ettiniz?

B.K: Venture Capital, yani risk sermayesi yatırımcılığının amacı, teknoloji fikirlerini başarılı şirketlere, ürünlere çevirmek. Aldığım mühendislik eğitiminin bu konuda çok yararı olacağını düşündüm.

R.Ç: Sadece bağlı olduğunuz firma aracılığı ile mi yatırım yapıyorsunuz, melek yatırımlarınız da var mı?

B.K: Melek yatırımlarım var. Bunlardan bir tanesi Like.com, bu sene Google’a $100M dolara satıldı.

R.Ç: Hangi sektörlere yönelik yatırımlar yapıyorsunuz?

B.K: Kariyerimin başında telekom, iletişim ve yarı iletken (chip endüstrisi) sektörlerine yatırım yaptım, son dört senedir de internet ve dijital medya üzerine yatırım yapıyorum.

R.Ç: Bir girişimcinin yatırım alabilmesi için ne gibi şartları yerine getirmesi gerekiyor?

B.K: Kesin bir formülü yok. Sektöre, ürüne ve şirketin içinde olduğu duruma göre değişiyor. Ama hepsinde ortak olan şey, girişimcinin liderlik becerisi, ürününün ve etrafına topladığı takımın kalitesi.

R.Ç: Bir girişimcinin size sunumunu yaparken hangi konulara değinmesi gerekir? Özellikle duymak istediğiniz noktalar nelerdir?

B.K: Yatırımcı sağladığı yatırım ile girişimcinin ortağı olmak ister. Bu yüzden girişimcinin başarılı olması için kendisine sorması gereken basit soruları sormuş olmasını ve cevaplarını bilmesini ister. Ve bu sorular çok basit sorulardır aslında: Kaça aldın, kaça satacaksın? Pazara nasıl çıkacaksın, rakiplerin kim, müşterilerin neden senin ürününü satın alsın gibi sorular…

R.Ç: Yatırım yaparken genellikle kişiye mi yoksa fikre mi yatırım yapıyorsunuz?

B.K: İyi bir fikri başarılı bir şirkete dönüştürecek kişiye yatırım yapıyorum.

R.Ç: Yatırım yaparken genelde çekirdek yatırımlar (seed funding) mi yapıyorsunuz? Yatırımlarınız hangi aralıklarda oluyor?

B.K: Yazdığım en küçük çek $100,000, en büyük $24M dolardı. İyi yatırım fırsatları lineer aralıklarla gelecek diye bir garanti yok, ondan kesin bir zaman aralığı da yok. Yatırım fonları 10 yıllığına kurulur ve ilk 3-4 yılda yatırımlar genelde biter, diğer zaman şirketleri geliştirmekle geçer.

R.Ç: Daha önce yatırım yaptığınız ve çıkış (exit) yapmış girişimler oldu mu? Olduysa kısaca bahseder misiniz?

B.K: Like.com bu sene $100M’a Google’a satıldı. 2005 yılında yatırım yaptığım Aspendos Communications, Beceem Communications’a satıldı. Beceem Communications da, bu sene Broadcom’a satıldı. Bir başka yatırımım, Redline Communications dört sene evvel Kanada borsasında halka açıldı. Diğer bir yatırımım da şu anda satın alınmak üzere, ondan işlem tamamlandıktan sonra bahsedebilirim. Bu sene üç yatırımımdan çıkış alınmış olacak, mutluyum.

R.Ç: Başarısız olan şirketlerin başarısız olmalarındaki en büyük etken nedir?

B.K: Takımındaki eksikler, CEO’nun ya pazarda ya şirketinin içinde olup bitenleri görmemesi ve iyi değerlendirememesi.

R.Ç: Türkiye’deki yatırım pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

B.K: Büyük potansiyel görüyorum. Biraz iyi yönlendirme ve Venture Capital yardımı ile Avrupa’da söz sahibi olabileceğimize inanıyorum. Türkiye’de hem gerekli insan kaynakları hem de girişimcilik ruhu var.

R.Ç: Türkiye’deki girişimlere yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?

B.K: Elbette. Şu anda Türkiye’de olan bir kaç girişime danışmanlık yapıyorum.

R.Ç: Türkiye’deki girişimcilere ne gibi önerilerde bulunursunuz, Silikon Vadisi’ne gelmelerini tavsiye eder misiniz?

B.K: Kesinlikle gelmeliler. Global düşünmeliler ve bir gün şirketlerini satın alacak büyük şirketlerin Silikon Vadisi’nde olduklarını unutmamaları lazım.

R.Ç: Türkiye’deki girişimcilere tavsiye edebileceğiniz Silikon Vadisi’nde başarılı olmuş ve Türkiye pazarında da başarılı olabileceğini düşündüğünüz iş modelleri var mı?

B.K: Kesin başarılı olacak bir model yok, ama ne yaparlarsa yapsınlar, maliyetlerini düşük tutsunlar.

R.Ç: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Sizi takip etmek isteyen okuyucularımız sizi nereden takip edebilirler?

B.K: Blogumdan takip edebilirler ya da Linkedin’den ekleyebilirler. Girişimci gençlere yardımcı olmak beni çok mutlu eder. Baharda Türkiye’ye gelip girişimcilik ve Venture Capital konularında bir dizi konuşma yapmayı planlıyorum. Ve son olarak bu keyifli röportaj için sana teşekkür ediyorum. Türkiye’ye selamlar.

R.Ç: Bize vakit ayırdığınız için asıl biz teşekkür ederiz.

Bu yazı Reyhan Çepik tarafından yazılmış olup Webrazzi'de yayınlanmıştır.


Hiç yorum yok: