Birçok insanın ortak sorunu, kendi yaşamında değiştirmek istedikleri şeyler için harekete geçememektir.
Birçokları kilo vermek ister, ama boğazına hâkim olamaz; kitap okumak ister, ama bir sayfa açamaz, erken kalkmak ister, ama alarmın sesini kapatır ve uyumaya devam eder. Yapmak isteyip de uygulayamadığımız bütün bu planlar için nasıl harekete geçebiliriz?
Geçtiğimiz hafta ilk kez Harvard Üniver- sitesi'nde Holden Chapel'de cuma namazına gittim. Hutbede bana ilginç gelen bir konuşma yapıldı. Hutbeyi veren genç hoca, Ramazan ayının yaklaştığını, verilen iftarlara kendi tabak, çatal ve bardağımızı getirmemizi önerdi. Anlaşılan o ki verilen toplu iftarlarda kâğıt bardak ve tabaklarla servis yapılıyor. Hoca, ardından da Amerika'da her gün inanılmaz miktarda kâğıt bardak, kâğıt tabak tüketildiğini ekledi. Çünkü insanlar sokaklarda durmadan kahve içiyor, fastfood yiyor ve tüm ambalajlar çöpe gidiyor. İnsanlar farkında olmadan müthiş bir çevre kirliliğine yol açıyor. Ufak bir fark, kendi tabağımızı ya da bardağımızı yanımızda taşımak (kırılmaması için plastik olabilir) toplamda büyük bir değişikliğe yol açabilir. Bu hutbedeki önerinin hoşuma giden yanı, soyut ve genel olmamasıydı; basit, somut ve uygulanabilir olmasıydı.
Yaşamımızda da bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, büyük şeyleri başaramıyorsak küçük şeylerle başlamalıyız. Daha önce yazmış olabilirim. Bir asistanıma yedi kitap verip, bir hafta içinde kitapların sadece ilk bölümlerini okumasını söyledim. Bir hafta sonra okuyup geldiğinde, 'Koca bir kitabı bitirdin' dedim. Nasıl mı? Yedi kitabın ilk 35 sayfasını okuyunca yaklaşık 245 sayfalık bir kitap okumuş oldu. Ama bir kitabı bitir gel deseydim, belki de hiç başlamayacaktı bile.
Ekip arkadaşım Nur Eda Süslü, eğer toplu ulaşımla bir yere gidiyorsa, gideceği yere ulaşmadan bir durak önce iniyor. Böylece günlük sporunu da yapmış oluyor.
İngilizce öğrenmeye çalışan bir öğrencim, her gün beş kelimeyi, beş kez bir deftere yazıyor. Bu işin aldığı süre 10 dakika. Ama bu sayede her gün beş kelime öğrenmiş oluyor. Senede 1.500 kelime eder, az mı?
Kilo vermeye çalışan bir arkadaşım, kural koymuş kendine, yemekten sonra tatlı yerine meyve yiyor. Çantasında mevsimine göre taşınabilir bir miktar meyve oluyor her zaman.
Erken kalkmanın yolu, erken yatmakta saklıdır. 2000'den beri gece on bir sularında, istisnai durumlar dışında on iki olmadan yatağın yolunu bulurum. Bu sayede sabah beşte kalkmak hiç sorun olmaz. Bütün bu örneklerle anlatmak istediğim şey, büyük değişimlerin küçük adımlar atarak başladığı. Bir fil bir defada yenmez, lokma lokma yenir. Kişisel değişimi/gelişimi uygulamaya almanın sırrı buradadır. Ne yapacaksanız, adım atın. Kendinize küçük ve uygulanabilir hedefler koyun ve yola çıkın.
Melih Arat
Alınıtıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder