Google Analytics İzleme

31 Ekim 2010

Önceki ve Sonraki Kaydın SQL ile elde edilmesi

Bir web sayfasında bir kaydın içeriğini göstermenin yanında önceki ve sonraki kayıtları da sql ile elde edebiliriz.

Örnek sql kullanımları:

select *
from table
where id = 475
    or id = ( select max(id) from table where id < 475)
    or id = ( select min(id) from table where id > 475)

--

SELECT * FROM `YOUR_TABLE` WHERE `YOUR_TABLE_id` = ( SELECT MAX( `YOUR_TABLE_id` ) FROM `YOUR_TABLE` WHERE `YOUR_TABLE_id` <PARTICULAR_ID ) 
UNION 
SELECT * FROM `YOUR_TABLE` WHERE `YOUR_TABLE_id` =PARTICULAR_ID
UNION 
SELECT * FROM `YOUR_TABLE` WHERE `YOUR_TABLE_id` = ( SELECT MIN( `YOUR_TABLE_id` ) FROM `YOUR_TABLE` WHERE `YOUR_TABLE_id` >PARTICULAR_ID ) 

--
Kaynak:



15 Ekim 2010

Global Bilgi şirketindeki çalışmam bitiyor.

Bugün, 1,5 senedir çalıştığım Global Bilgi şirketindeki işlerim sonlanıyor.
Kurumsal Uygulama Geliştirme birimindeki tüm arkaşlarıma ve ortak çalıştığım diğer ekiplerdeki arkadaşlara hep ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Benim için düşündükleri hediyeleri için tekrar teşekkür etmek istiyorum buradan. Tanıdığım tüm arkadaşlara sağlıcakla kalmalarını diliyorum. Tekrar görüşmek ve yoğun çalışma hayatının irtibatımızı koparmaması dileklerimle, en azından mail, blog veya tweetleşelim yaw.

Salih Bahçekapılı (çalışkan ve yılmayan devoloper), Özlem Parmaksız ( otoriter devoloper ), Ümit Gündüz ( ar-ge ondan sorulur ) , İlker Şahin ( mimarımız ve baba kıdemlimiz ) , Emre Akyürek ( hallederiz abi ) , Seren Erdem ( hiçbir şey gözden kaçmaz ve kül yutmaz testçimiz ) , Tuba Çavuşgil ( sağlam ve açık nokta bırakmaz analizcimiz ) , Ersin Ergün ( nazikce iş bitiren proje yöneticimiz ), Murat Atalay ( web ui onun işidir ) , Onur Ünlü ( otto'nun delirttiği arkadaşımız ) , Serkan Taskan ( abap'dan istedğiniz kebabı yapar ) , Uğur Demirce ( Fatura'yı yedi yuttu, paralar ondadır ), Batur Baykan (pl-sql'in ustası) , Tuğrul Tekin Doyuk ( oracle isteklerimizi hiç erinmez bizi hiç kırmaz ), izzet şapkalıoğlu ( silent man ) ... daha aklıma gelmeyen birçok tanıdık arkadaşlar.

Kalın sağlıcakla.





04 Ekim 2010

Sektörel Networking: Sektörünüzde Çevre Edinmek Kazandırıyor!

Çalıştığınız firmanın yer aldığı sektörde ya da uzmanlık alanınızdaki profesyonellerle tanışmanın ve onlarla iş bağlantıları kurmanın neden ve ne kadar önemli olduğunu hiç düşündünüz mü?

Business Networking Akademi® bünyesinde gerçekleştirilen networking araştırma, seminer ve tanışma seanslarında halen birçok profesyonelin   “networking yapmak” ve “çevre edinmek” ile “satış yapmak” kavramlarını karıştırdığı gözlemlenmiştir. Bu doğrultuda, çalışanlar, sektörel ilişkilerini güçlendirebilecekleri organizasyonları,  “gitmeye değer mi, değmez mi?” ve “iş çıkar mı,çıkmaz mı” gözlüğüyle yargılayabiliyor. 

Satış elbette önemlidir. Ancak satış, networking’de bir sonuçtur! İyi ilişkilerin sonucu…

Sektörel toplantılara katılmayı engelleyen başlıca tereddütler ve kişinin kendisine yönelttiği sorular şunlardır:
- “Sektörümdeki kişilerle neden buluşmalıyım? Bildiğim şeyleri yeniden duymak için mi?”
- “Benle aynı sektörde olan kişilere nasıl satış yapabilirim? Bu toplantı sohbetten ileri gidemez!”
- “Tanıdığım insanları tekrar tekrar görmek… Nasıl bir fayda olabilir ki?” vb.

Oysa herhangi bir sektörde kurulan networklerin (fayda ağları) doğurduğu önemligüç ve avantajlar vardır:
1) Deneyimler: Aynı sektör içinde dahi farklı uzmanlık alanları bulunur: Pazarlama, satış, finans ve bilişim gibi… Gelecekte girişimci ya da yönetici olmak isteyen biri, bu alanların hepsiyle ilgili fikir sahibi olmalıdır. Sektörel networkler farklı altyapı ve deneyimli kişileri bir araya getirerek değerli bir bilgi ve deneyim (know-how) bankası oluşturur.
2) Kariyer Fırsatları: Etkili networklerde yer alan firmalar bünyelerinde açılan pozisyonlar için ilan vermeden önce “tanıdıkların” önerilerine yani referanslara yönelirler. Bu da, gerek iş arayanlar gerekse işverenler için önemli bir “eşleşme” platformu demektir. 
3) Birbirini Tamamlama: Bir firmanın her şeyi kendi bünyesinde yapması günümüzde artık mümkün değildir. Marka ortaklıkları ve konsorsiyum çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Aynı sektördeki firma yöneticileri birbirlerini daha yakından tanıyarak normal şartlarda “tekil” olarak kazanamayacakları projeleri, birlik içerisinde başarıyla hayata geçirebilirler.
4) Trendleri Takip: Sektörel buluşmalarda rekabet ve ürünlerle ilgili en son haberleri ve gelişmeleri birinci elden öğrenebilirsiniz.
5) Risk Yönetimi: Çok bilinen bir araştırma, mutlu bir müşterinin olumlu deneyimini üç kişiyle paylaşırken mutsuz olanın en az 10 kişiye anlattığını gösteriyor. Bu deneyim sektörünüzde yaşanan iyi ve kötü deneyimler için de geçerli olacaktır. Ödemesini gerçekleştirmeyen bir müşterinin bilgisini onunla çalışmaya başlamadan sektörel networkünüzden öğrenebilir ve gerekli önlemi alabilirsiniz.
6) Ortak Güç: İyi tanıdığınız ve paslaşabileceğinize inandığınız meslektaşlarınızla gerçekleştireceğiniz yurtdışı ve yurtiçi resmi ziyaretlerde bir güç birliği oluşturabilirsiniz. Her zaman, bir firma yerine birçok firmanın oluşturduğu yapı güçlü bir holding algısını yaratacaktır. Bu da, birçok fırsata birlikte ulaşmanızı sağlayabilir.
7) Ortak Hizmet Merkezi: Yurtdışında Shared Service Center olarak da bilinen bu yaklaşımla, her firmanın ayrı satın alacağı hizmetlerin bir bölümü ortak olarak kullanılır. Bu da önemli finansal ve yönetimsel kazanç sağlar. Mesela her firmanın ayrı nakliye aracı olması yerine, ortak çalışma ve kullanım planlamasıyla üç-dört firma bir araç kullanır. Bunun gibi örnekler ancak farklı sektörlerdeki profesyonellerin birbirini daha yakından tanıması, konuşması ve güvenmesiyle gerçekleşebilir.
8) Çevre Edinme: Herkes ortalama 200 kişi tanıyor. Sektörünüzdeki bir profesyonel aracılığıyla tanıştığınız yeni biri, size birçok yeni kapı açabilir. Yani, referans ağlarıyla (tanıdığınızın tanıdıkları) yeni fırsatlar yaratabilirsiniz.
9) Tanınma: Networking’de tanışma ve tanıştırmaların bir sonucu tanınmanız olacaktır. Bu da yine akla ilk gelen firma ve kişi olmanızı sağlayacaktır.
10) Rahat İletişim: Yeni kişilerle tanışma süreci birçok kişi için sancılıdır: karşınızdakinin nasıl bir olduğunu bilmezsiniz, konuşacak konu bulmakta zorlanırsınız, vb. Oysa bulunduğunuz sektörle ilgili anlatacağınız ve soracağınız o kadar çok şey vardır ki! Empati kurmak yani karşınızdaki kişinin yerine kendinizi koyup onu dinlemek ve anlamak kolaylaşır. Bu da etkili networking için çok değerlidir.

Türkiye’de “Sektörel Networking”in önemi ve konuyla ilgili farkındalık her geçen gün artmaktadır. Bu çalışmalarla ilgili üç başarı hikayesini paylaşarak bu bölümü noktalamak istiyorum:
- Mudo  erkek marka yöneticisi Onur Özistek, Hazır Giyim ve Perakende Network (HGPN)’ü kuruyor. Kısa bir süre içinde 3000 kişiye yaklaşan grup, tekstil sektöründeki birçok firmanın destek ve sponsorluğunu alıyor. İş ilanları grup içerisinde uçuşuyor ve HGPN katılımcıların kariyerini değiştirecek bir güce ulaşıyor. Yeni iş ve fikir ortaklıklarını tahmin edebilirsiniz…
- Internet girişimleri denildiğinde akla Burak Büyükdemir ve eTohum networkü geliyor. Bu platform,  Internet üzerindeki yenilikçi fikir sahiplerini melek yatırımcılarla buluşturuyor. Bu networkdeki profesyoneller düzenli olarak bir araya gelip ortak projelerle Türkiye’nin resmen online trendlerini beliyorlar.
- Sosyal medya da iş ve sosyal yaşantımızı derinden değiştiren bir sektör oldu. Bu sosyal networkleri duyuyor ve sürekli kullanıyoruz. Ancak çoğu zaman bu dijital dünyaların da yerel ofisleri ve yöneticileri olduğunu unutuyoruz. XING Türkiye bu konuda önemli bir istisna… Pelin Ayan dünya’da 9 milyon üyeye ulaşan XING Türkiye’nin Pazarlama Direktörü. XING Türkiye platformuna her gün yeni bir sektörel grubun kurulması ve ilgili profesyonellerin yeni networkler oluşturması için yorulmak bilmeden koşuyor… Pelin Ayan ve ekibi. Sonuç: XING Türkiye ve sektörel networkler 2009 senesinde dünyadaki en fazla büyümeyi kaydediyor!

Bundan 20 sene önce “networkler”, il ve ilçelerin harita üzerindeki hayali çizgileriyle tanımlanırken, bugün “networkleri” birbirini yakından tanıyan kişilerin oluşturduğu ortak ihtiyaç ve fayda ağları belirliyor.


Ertuğrul Belen

Alıntı: İşte İnsan

02 Ekim 2010

AB, 'sağlıklı işgücü' seferberliğine Türkiye'yi de dâhil etti

Küresel krizde ekonomisi ciddi oranlarda küçülen Avrupa Birliği, yaralarını sarmak için her alanda çalışma başlattı.

Özellikle kas ve iskelet sistemi hastalıklarından (KİSH) kaynaklanan işgücündeki verimlilik kaybını gündeme alan AB, 2009'da 'Sağlıklı İşgücü (Fit For Work)' seferberliği projesini hayata geçirdi. AB sağlık bakanlarından bu alandaki bilim adamlarına kadar geniş bir katılım tabanına sahip projenin bu yıl kapsamı genişletildi. AB parlamenterlerinin yoğun ilgi gösterdiği Brüksel'deki toplantılarda 'Sağlıklı İşgücü Koalisyonu' kuruldu. AB üyeleri dışında Türkiye, İsrail ve Kanada da koalisyona dâhil edildi. Türkiye'de nüfusun yüzde 30'unun benzer rahatsızlık duyduğu tahmin ediliyor.

KİSH'in Türk ekonomisine etkisi hakkında henüz çalışmalar tamamlanmamış durumda. Abbott'un üniversitelerin desteğiyle yapılan çalışmaların 2011 başında açıklanması bekleniyor. Uzmanlar, gelinen nokta itibarıyla kas-iskelet sistemi rahatsızlığı duyan bir hastanın Türk ekonomisine maliyetinin yıllık 12 bin lira civarında olabileceğini tahmin ediyor. AB'de ise istihdamın altıda biri olan 44 milyon kişi kas ve iskelet sistemi hastalıklarından şikâyetçi. Bunların da yüzde 40'ı rahatsızlıklarından dolayı işten ayrılmak zorunda. Kaybın ekonomiye maliyeti yıllık 240 milyar Euro. İrlanda, İsrail ve Katalonya'daki çalışmaların sunumlarının da yapıldığı oturumlarda bu hastalıkların ekonomilerde oluşturduğu doğrudan ve dolaylı maliyetlerin neler olduğu ve hastalıklarla mücadele konusunda neler yapılacağı tartışıldı. Avrupa Romatizmayla Mücadele Grubu (EULAR) başkanı ve sağlıklı işgücü koalisyonunun eşbaşkanı Prof. Paul Emery, "Kronik hastalıkları olan kişilerin işlerine devam etmelerini sağlayacak politikalar, uygulama içinde bulunduğumuz dönemde çok önem kazandı." dedi. AB Parlamenteri ve Koalisyon Eşbaşkanı Antoniya Paranova ise kas ve iskelet sistemi hastalıklarının hayat kalitesini düşürdüğünü, ancak sağlıklı politikalar uygulanarak düzeltilebileceğini ifade etti. Bu sorunlardan dolayı AB'ye gayri safi milli hâsılanın yüzde 2'si oranında külfet doğduğuna işaret eden Paranova, GSMH'nın yüzde 0,02'sinin harcanması halinde problemin yıkımlarının bertaraf edileceğine dikkat çekti. Kas ve iskelet sistemi hastalıkları, spor zedelenmesinden bel fıtığına kadar 200'den fazla hastalığı kapsayan bir terim. Ağrılar altı haftadan fazla iyileşmemesi halinde kronik olarak kabul ediliyor. Bu durumdaki rahatsızlıklara çözüm getirmek için kurulan Sağlıklı İşgücü Koalisyonu, EULAR, Çalışma Vakfı (Work Foundation), Birleşmiş Milletler Kemik ve Eklem Onyılı ve RAND Avrupa gibi kurumların himayesinde çalışıyor. Koalisyon, Aralık 2010'daki AB Belçika Başkanlığı sırasında uygulanmak üzere AB sağlık bakanlarından erken müdahalenin uygulanmasında kararlılık göstermelerini istiyor. 2011'de KİSH'lere ilişkin bir konsey önerisi ve 2012'de Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) ulusal stratejilerin oluşturulması için çağrıda bulunmasını konusunda da çalışmalar yapıyor.



Gürültü düşünmeyi niçin engeller?

Beklenmeyen zamanlarda ortaya çıkan ses kirliliği diğer adıyla gürültü, hayatı olumsuz etkiliyor. İş veriminin düşmesi, kendini işine verememe şeklinde performansı düşüren gürültü düşünmenizi de engelleyebiliyor.

BBC Focus dergisinde yer alan habere göre, gürültü öğrenmeyi ve sağlıklı düşünmeyi de durduruyor. Bir noktada toplanmış düşünce, genellikle insan zihninde bir kerede fazla türdeki özeti tutmayı ya da muhtemel bir senaryonun insan gözünde canlandırılmasını gerektiriyor.

Ancak biz kendi iç düşüncelerimiz boyunca dış uyarı kaynaklarını önem sırasına göre düzenleyerek hareket ederiz. Bu durum çocuğunuz sürekli ağladığında ve çok gürültülü ortamlar avantajlı olabiliyor. Fakat, yan komşunuz televizyonun sesini çok açtığında bunun sağladığı yarar daha az oluyor.